9 Mart 2014

Vefalı Dostuma Elveda/ Goodbye to my loyal friend



Bu şimdiye kadar en zorlandığım yazım olacak, çünkü çok üzgünüm.
Bloğumda ölüm haberleri vermemeye yazmamaya gayret göstersem de , bir gerçek var 'ölüm' aynı doğum gibi hayatın bir parçası...ve çok fena can yakıyor.

Yaklaşık 15 yıldır bizimle hayatı paylaştı.İyi ve kötü günlerde evde, bahçede, köpeğimiz , vefalı dostum Spike'ımı ebediyen kaybettim.

Artık beni memlekete gittiğimde ilk karşılayan o olmayacak.
Ne çok anı paylaşmışız biz seninle ki hem ağlatıp hem de güldürüyorsun can dostum.

Onunla 1999 da başladı dostluğumuz, traktörle çeşme başına durduk. Tarlanın içinden koşup geldi yanımıza.O kadar küçük ki başını zor kaldırıyor, koşma hevesli.Yerinde duramıyor.
Su içtik yola devam edeceğiz yoldan peşimize geldi .Ben römorkta otururken gözüm onda takılı kaldı babamın ayaklarına dolandı.Babam bana bakıp 'onu istiyor musun' dedi.
Annem 'besili gibi duruyor sahibi vardır kesin' diye cevap verdi. Ben olur demeden babam eniği yerden alıp kucağıma verdi.O artık 'senin 'dedi.
O sevincimi sözlerle ifade edemem.19 yaşındaydım ve artık bir köpeğimiz vardı.
Aile akrabalar herkes onu sevdi benimsedi. İsmini koyarken Maske filmindeki köpeğin ismini, Maylo diye seslendik bakmadı ama Tom ve Jerry deki Spike diye seslendiğimizde bize baktı böylece ismi Spike oldu.
Annemin kucağındayken.



Rahmetli babaannemin avlusundaki çiçekleri yerle bir etti, bazılarını kırdı.İyi fırça yiyordu :)
ilk deniz suyunu tadarken kafa sallayışını unutamam.Denizde kumsalda koşarken araba yoluna koşup kaza atlatmasında yüreğimi ağzıma getirmişti.

Kot pantolonlarımın paçasını dişlerken zevkten dört köşe oluyordu, kollarımda ellerimde hep onun çizikleri vardı.Avludaki kedilerle baş edemiyordu çok küçüktü kedilerden onu korumaya çalışıyordum hep kedilerden darbeleri yüzüne alıyordu.


2000 senesinde izine geldiğimizde Annemler tarla evinde kalıyordu. Ablamlarla süpriz yapalım istemiştik ama süpriz bana olmuştu.Gece varmıştık Spike diye seslendiğimde üzerime karanlıktan koşan dev birşey geldiğinde çok ürkmüş

olacağım ki Annem korkma sakın demeden birden boyumla bir olmuş iki ön patisini omuzlarıma yerleştirmişti, birlikte iyi sendelenmiştik.

Bodyguard gibi eşlik etmeyi çok severdi bakkala birlikte gidenden de komisyon alırdı hobi çikolatası ya da başka yemeklik şey:)

Motosiklet sürücülerinden nefret ederdi koştururdu peşinden, hatta iki genci çöp konteynere çarptırmıştı ve diğer olayda iki genç kızları da arabaya neyse ki ciddi bir şey olmamıştı bir kaç sıyrık ve parayla ödenerek hafif atlatılmıştı.

Avluda oturulurken ya da kahve içilirken o da gelir sohbeti dinlerdi bir köşeye kıvrılırdı.
Bazen o kadar çok yanaşırdı ki gövdesiyle ayaklarıma yatardı bende rahatsız olmasın diye kıpırdamazdım ta ki ayaklarım uyuşana kadar.Kalk koca dana dediğimi anımsıyorum :)

İkindi çaylarında en çok bebe bisküvisini seviyordu, öyle bir bakışı vardı ki elinizde 5 bisküvi olduğunu düşünün, 3 ünü ona verirdim sırf acıyarak bakmasın gözü kalmasın diye.

Ablamla otururken farklı cep melodisi çalmıştı kafasını yana çevirip yüzümüze bakmıştı şaşkın şaşkın.
En komiği de eniştemin biri iyice karnını okşamış diğer eniştem de severken gaz çıkarmıştı sonra Spike utanıp yerinden kalkıp gitmişti. Gözlerimizden yaş gelmişti gülmekten.

Anneme çok düşkündü tarlada Annem nereye gitse gölgesi gibi peşinden giderdi. Römorkta Anneme eşlik ederdi ah Oğlancığım derdi Annem.
İğrendiğim işkembe kaynatılırdı sırf onun için.

Çok hovardaydi ve diğer köpeklere römork üstünden sataşmayı çok severdi.Çizgi film karakteri gibi..
Bir havlardı köy yolunda bağlı köpeklere anlatamam :)Bildiğimiz fors atardı. N'aber der gibi..

Beni istemeye geldiklerinde Spike'in gövdesinde kocaman saçma sıyrığın izi vardı. Yarasını kremleyip sinek gelmemesi içinde t-shirt giydirmiştik. Bilmeyene çok komik görünüyordu. Kayınvaldem halini görünce önce gülmüş sonra yarasını gösterince de çok üzülmüştü.

Arada bir yetişkin insan gibi iç çekerdi.İçerlemesine hem şaşırır hem de ona gülümserdim.
Bazen sesli ona doğru konuşurdum ne derdin var da iç çekiyorsun diye..
Babam memlekette yanlız evde kalırken ondan önce içeri girmiş ve yatağa sokulmuş, gece lambayı açmadan yatağa girdiğinde bu ne koku demiş kendi kendine birden o da kımıldayınca çok korkmuş ama kıyamamış ara holde yatırmış.Patlayan ve çok ses çıkaran nesnelerden, tüfek sesinden, gök gürültüsünden ve şimşekten çok korkardı, titrerdi resmen.

 Sıcak yaz günlerde dereye girdiğinde hem su içiyor hemde patileriyle cup cup ses çıkartarak dolanırdı sonra tüm gövdesini sallardı sudan arınmak için.

Bir yere gitmeden önce araca o koşar içine atlardı.Bensiz nereye gidiyorsunuz der gibi :) arabaysa arka tarafına traktörde ise römork kasasına.O ihtiyarladıkça biz arkasından destek vermeye başladık ama bir keresinde zinciri boşanmadan zıpladı ve hayvancağız havada asılı kaldı. Benim belim tutulmuştu ama ailem aniden yardım etti bizi çok korkutmuştu.O korkunç görüntüyü keşke hafızamdan silebilsem az kalsın boğuluyordu.

Bir keresinde hayretler içinde kalmıştık. Annemler köye inmişlerdi, sen tut tarla evinden Soma'ya kadar yürü.Yaklaşık 35 km yürümüş, kendisini unuttular sanarak.Nasıl teptin sen onca yolu yürüyerek...
Amcam annemleri aramış köpek buraya geldi merak etmeyin diye.

Amcam ve Yengeme çok teşekkür ederim biz olmadığımızda ona baktıkları için. 
Çok vefalıydı canım dostum tren garına uğurlamaya gelirdi.Ya da rahmetli babaannem anlatırdı, biz Almanya'ya döndüğümüzde kapımızdan ayrılmazmış bir kaç gün yas tutarmıştı..

Kalabalığın içinde beni tanıyıp yanıma yaklaşıp elimi yalamasından çok hoşlanırdım, biraz boynundan sırsalanmayı oynamayı severdi ve onu tararken çok büyük keyif alırdı.
Başını okşarken gözlerini kısardı ve karnını okşarken yan tarafa bakıp tekrar yüzünü sana çeririp gözlerini başka yöne dikerdi.Çenesinden tuttup gözüne baktığımda gözlerini kaçırırdı, utanırdı.
En çok sevdiğim pati vermesiydi ve kabahat işlediğinde utanmasıydı :)
Ağnadığında (toprağa sırtüstü yatıp yuvarlandığında) tüm aile fertlerini güldürürdü.
Kışın buzdolabı kolisinde kedilerle birlikte uyuyduğunu söylerlerdi.

Tarlada ayağına diken yada pıtırık battığında yanıma sekerek gelir ona yardım etmemi beklerdi..
hastalık çekmeden göçtü onunla avunuyorum.
Hoşçakal canım dostum yerin hiç dolmayacak.


Hayvanlara kıyan ve onlara eziyet edenleri kınıyorum.

Onlara gösterilecek küçük bir ilgi, bir şevkat, size misli fazlasıyla sevgi ve sadakat olarak geri dönerken, bundan duyacağınız manevi hazı, başka bir duygu da asla bulamazsınız.
Sevgisi geçici olmayan hakikatlı dostuma Elveda...

Sevgilerimle..



2 yorum:

berry dedi ki...

Okurken benin gözlerim doldu senin için nasıl yanıyordur bilemem başın sağolsun canım insana en yakınından daha yakın oluyorlar bazen

Unknown dedi ki...

Fena agladim yaaa :/